Wednesday, December 22, 2010

İNAN....

20li yaşlarını geride bıraktığından bu yana hayatında neleri başarmış olduğunu sorguluyordu... İstediklerinin ne kadarını gerçekleştirmişti. Kendine bir yol çizmiş miydi, çizdiği yolda kimleri kendine yol arkadaşı edinmişti. Ömrünün her günü bir başka noktasından bakıyordu belki önünde uzanan o yola ya tümseklerini aşmak bir tarafa, takılıp düştüğü çakıl taşlarına kafa patlatmak zorunda kalıyordu zaman zaman. neden başına geldiğini anlamadığı sayısız zorluk mevcutken hayatında, pişman olmadıkları vardı ve elbette ah keşke yapsaydım dedikleri...Nasılsa vakit var, Yaparım dediği onca şey, düş kutusunda beklerken zamanla çürümeye bırakılmıştı işte.

Gençken daha kolaydı risk almak diye geçirdi içinden. Yaş ilerledikçe ne zamanın kalır kaybetmeye, ne tahammülün. Hem sonra bir tek kendi sorumluluğun da yoktur artık omuzlarında. Onun sıkıntısı, bunun beklentisi derken ne istediğini düşünmez olmuşsundur. Gençken nasılsa vakit var yaparım dediğin onca şeyin yerini almıştır "çok geç!" dediklerin.." Boş vaatlerle, solgun hayallere ayıracak vaktim yok!" diye ısrar etti, kendi kendine..Daha yola çıkmadan kendine başarısızlık yolunda epey bir pay biçmişti şimdiden. Böylesi daha kolaydı. "Nasılsa olmaz!", "boşa vakit kaybı...", "ne derler?","ya istediğim bu değilse", "ya elimdekilerden de olursam!?". Bir an irkildi, farkettiğinde bulduğu baheneleri. Geçen onca zaman, gelecekte neleri yapacağından çok, onları neden yapamayacağına kafa yorar olmuştu. Aslında, yaptığı kendini neden yapamayacağına körü körüne "İNAN"dırmaktı! Hal böyle olunca ne istediğini bilmez, bilse de duymaz, duysa da dinlemez olmuştu. Böylesi daha kolaydı.

Zinciri kırmak mümkündü elbet. İstediklerini şu an sahip olduğu şeylerin ilüzyonuyla zincirlemişken kolay değildi adım atmak. Kolay değildi, vazgeçmek, ve dahası zaman zaman düşeceğini bile bile daha adım atmadan koşmaya başlamak. Lakin önünde uzanan o yolda her gün bir başka açıdan bakarken hayatına, hiç bir şey yerinde saymıyordu. Geçen yıllara yenik düşmeyen "Olgun"luğunda hayatına biçtiği yeni umutların tek ihtiyacı vardı...Ezelden beri düşlerini zincirlediği İNANcını şimdi de zincirleri kırmak için kullanmalıydı...

Umudu ve hayali gerçek yapan tek şey aslında yalnızca "İnanç"tı...

Neye inandığınızı farketmeniz dileğiyle...

1 comment:

NoktasizvirguL said...

İnsan büyüdükçe hayalleri küçülür diyoruz ya hani babam ve oğlumdan beri. insan büyüdükçe hayallerinin yerini şüpheler alıyor bence. İnanmak zorlaşıyor, ya diyorsun kendi kendine, inandığım şey bir yalansa. Bu da insanda korkuyu doğuruyor. Yani öyle inan demekle olmuyor. Senden korku konulu bir yazı da bekliyorum.