Friday, November 7, 2008

Libert Nerde?

          Aldığı her nefeste, biraz daha yaşlanıyor olmanın çürümüş kokusu. Cümleler çoğalıyor bir yaştan sonra. İçi boş. İçi boşaltılmış insanlar geçmesin gözbebeklerimden diye, bugün ölebilirim. Ama yok. Davetkar bir orospu hayat.

          Bi an gözlerini kapar kendini bir tarlada yürür görür ama kurduğu hayallerden farklı olarak bu defa farklı bir açıdan ya da farklı bir kameradan değil direk kendi gözlerinden görür.Ellerine uzamış başaklar değiyordur.Sanki yürümüyorda sanki uçuyor.Ayakta öle sesizce ilerliyor.

          Gözlerini geri açtığında kendini savaşmanın tam ortasında bulur karşısında kendini yenemeyecekler bunun bilincinde peki gözlerinde ki bu hüzün neden? Karşısındakilere mi acıyor ? Hayır.Bunca emeğine mi acıyor ? Hayır. Geride bıraktıklarına mı üzülüyor? Hayır. Evini özledi artık.Artık yorgun ama genede bu savaş olucak bunun farkında bilincinde elinde kılıcı altında canavarsız giriyor bu savaşa tek başına başı herzaman ki gibi dik yüzündeki izler daha önceleri çook çook yediği dayaklardan kalma.

          Savaş başlasın.....

          Savaş alanı o gün dünya denilen bi yerde overall isimli bi yerdi.Libert düşündüğünün aksine biraz büyük bir yerdi giderken aklında hep yenilme ihtimali vardı.Bi şekilde kafasından attı ve savaşma başladı.Bütün sıkıntılarıyla girer girmez savaşı kazanmıştı bunu kendisi de gayet iyi bilmesine rağmen yinede savaşmak ona müthiş bir keyif verdi savaşlarda üstün olmayı hep severdi zaten.Çevresinde bir kaç insan sürekli ona ayak uydurmaya çalışsada o tüm enerjisiyle savaş alanından neredeyse hiç inmezcesine savaştı....

         Savaş sırasında bir mola kısa süreli ateş kes.....

     Eğer savaş alanı overall tarzı bir yerdeyse Libert'in en sevdiği bu kısa süreli ateşkesler idi.Kulağına anlamsız bir şekilde bi şarkı takılmış aslında sadece küçük bir mısra işte şarkını bi kısmı hangi şarkı mı ? "Uzun uzun seyrettim seni diğer köşesinden barın.Bir karakter oturttum yüzüne kalbine.Uzaktan bakıp insanlara konuşmalar yazdım dudaklara sonra kendime baktım.Tıklım tıklım yalnızdım."Bu sırada bi köşede durur anlamsız bir zafer gülümsemesiyle etrafındakileri izler savaş hakkında kendini geliştirmeye çalışır yeni taktikler kurar kafasında ve onları hayat geçirmeye çalışır aslında bu pekte uzun süren bi süreç değildir sadece bakar düşünür ve yapar.Etraftan arada bir de rahatsız edilmeye başlanmıştır artık birileri ondan yardım istemekte ve Libert hiç  soru sormadan yardım etmektedir ama ne kadar?Nereye kadar herşey Libert'in elinde değil.

          Son anlar.....

     Artık son vuruşlarını yapmaktadır çok terlemiştir ama gücünü hala yerindeymiş gibi durmaktadır.Terlemesini ve sesinin gitmesini hiçe sayarak son sölicek bişeyler arar kafasında aslında sölemeliydi de söz söleme meclisine gidip adını yazdırdı eline aldığı ultra mikrofonla bağıra bağıra sölemek istiyordu.Halbuki çevresindekiler ona inanmayı bırakmış bir halde savaş alanını terketmek istiyorlardı.Hayır dedi biraz daha beklemeliyiz.Biraz daha sabredin benim için ilk başta tepkiler peki hadi bakalım sana güveniyoruz şekilndeyken sonlara doğru olmayacaklar gene başladı hadi gidelimler artık görüyordu etrafında yaralıları taşıyanlar kendisini az çok geride bırakarak gidiyorlardı ki.İzni çıkmıştı sözlerini sölicekti son darbeyi istediği anda vurucaktı sözleri o an için silahı olacaktı.Sözleri neler miydi ?"

Saatim yok tam olarak bilemem
Biraz bira biraz şarap önceydi
Nasıl oluyor vakit bir türlü geçmezken
Yıllar hayatlar geçiyor
Kayıp bir bavul gibiyim hava alanında
Yada boş bir yüzme havuzu sonbaharda
Çok mu ayıp hala mutluluk istemek
Neyse zaten hiç halim yok

Bugün benim doğum günüm
Hem sarhoşum hem yastayım
Bir bar taburesi üstünde
BABAMIN ÖLDÜĞÜ YAŞTAYIM
Bugün benim doğum günüm
Kelimeler büyüyor ağzımda
Bildiğim tüm hayatlar

Paramparça, paramparça

Takatim yok yinede telefona sarıldım
Son bir özür için sevdiğim kadınlardan
Aradım mesajlar çıktı kapattım
Telesekretere konuşamayanlardanım "

          Belki onun doğum günü değildi ama söledikleri...zaten sölerken anlaşılıyordu o gün bi korkusunu daha yenmişti sahne korkusu belki başka bir hikayede bu savaşınıda anlatırım.Şimdi Libert güneşi batırdığı tepede uzaktan insanlara bakıyor.Hayaller kurulmaktan artık yavaş yavaş ayrılıyorlar planlaşmaya doğru giderken en kestirme yolları kullanmalı için onları zorluyor Libert.Çünkü biliyor fazla vakti ve başka bir şansı yok......

Güneşin doğuşuyla kendine geldi ve dinlenmesi gerektiğini anladı.....Sırtını döndü güneşe yere şu ninjaların kulladığı kapsüller olur ya yere atarlar puff diye duman çıkar ve ninja kaybolur hep filmlerde olur sanırdım Libert'te de varmış.Gerçekmiş....Libert Nerde ?

No comments: