Kelimelerle yazılamayacak şeyler vardır ne kadar iyi tasvir ederseniz edin yinede hissiyatı başkadır.Hep bi tasvirde "hani şöle şöle dir" derim.bu defaki "hani" ile geçiştirilebilicek birşey değil.Ağzınız yanar ya hani çok acı bi biber yediğinizde ayran su ekmek geçirmeye çalışırsınız büyüklerinizden öğrendiğiniz gördüğünüz kadarıyla diil diil öle bişey de değil.Ne bi evlat acısı gibi ne de şehit annesinin duyduğu üzüntü gibi o kadar kötü değil çünkü ama farklı eli kesen kağıt ya da omza giren kurşundan daha acı veriyor çünkü aklında hislerinde kanında dolaşan bi madde gibi her kalbinden geçişinde acıtıyor işte evet evet böle bi tasvir olabilir aslında.Herşeyin olduğu gibi bununda bi "ama"sı var elbette ve hikayemiz burda başlar aslında sonudur ama sonun başlangıçı şöledir. Bir su düşünün akar su ya bildiğimiz akan akarsu.Bu akarsunun taşıdığını bazı alivyonlar var elbette akarsı bir gün bir oluka doğru akmaya başlamış hafif kalın ama yinede sağlam bir oyukmuş bu ve diğer tarafıda görünüyormuş ama alüvyonlar geçerken çarpıyormuş derken bir gün oyuk çatlamaya başlamış ama acıyı bi düşünün ya hissetmeye çalışın dişiniz gibi sanki dişiniz çatlıyo ama tamamen kırılmıyor ve arasına soğuk su ve hava dolup dolup boşalıyor çok can acıtıcı birşey ama yapıcak birşey yok alüvyonlar gelmeye ve çatlağı büyütmeye devam ediyorlar acı dayanılmaz olucak gibi görünüyor derken geçen alüvyonlardan bazıları artık acıtmamaya başlıyor ama büyükler öle acıtıyor ki küçükleri farketmiyo bile büyük taşlar giderek azalmaya başlıyor biyerden sonra artık eskisi kadar acımadığını orda sadece bir boşluk olduğunu hissediyorsunuz ve ordan hızla akan bir akar su artık acı yok artık acı yok elbette arada bir gelicek o büyük taşlardan ve soğuk rüzgar esicek acıyacak ama bu dövme yaptırmak gibi önce çok acıyacak sanarsın sonra acımayınca bi tane daha ve bi tane daha yaptırırsın çünkü düşündüğün kadar acımadığını anlamışsındır artık ve bi karar vermişsindir karardan her geri döndüğünde canın daha da sıkılır ve keşkelerin artmaya başlar acı yeniden belirir tam kurtardım derken alüvyonlar baş gösterir acı artar kalpten geçen bi madde gibi kanla berber ilerler damarlarda başlar bu defa acısı onu ordan çıkarmak istersin damarlarını kesip tüm kararlarını etkiliyen o maddeyi taneyi ondan nefret ettiğin filan yoktur ama hayatını kötü etkiliyodur acı sonuçta keşkeler olucak biliyorsun ama istemiyorsun artık keşkeleri ittirmeleri göz yummaları.Dedikleri gibi artık kendin gibi yaşamaya başlamalı özgür hissetmelisin bu şekilde acısada öle hissetmelisin çünkü ölesin artık.....
Bu yazıyı yazarken aldığım kararlar hiç bir şekilde sorgulanmayacak yargılanmayacak 3. şahıslar tarafından bilinmeyecektir saygılarımla.....
Toprak TÜRK
Monday, August 24, 2009
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
Uçurtma gibi özgür diyorlar, rüzgarın çektiği yöne gideceksem, bir ipe bağlı kalacaksam o nasıl özgürlük.
Bir martı gibi özgür olmak isterim, yanından baktığından pek bi güzelliği yok ama uçtuğu zaman nasıl hoşuna gider değil mi?
Hadi iyi uçmalar o zaman.
uçurtma ya da martı değil akıl gibi özgür olmak istedim.istediğim şeyi yapabilme özgürlüğü istedim.uçmak istedim.düştüm.ne sağlam dizlerim varmış benim ya
Post a Comment