Taşta kan vardı.....
Taşta kan vardı gök yüzünde dolunay bahçede toprak kokusu.Ürkütücü bir serinlik içinde yüzüyordu ağaçlar.Kış güllerinin yavaş yavaş açma vakti gelmişti.Yedi kişi girmişti bile bahçeye...Yedi öfkeli yürek nefretin ele geçirdiği yedi akıl yedi keskin bıçak.Yedi lanetli adam bahçenin sessizliğini yedi parçaya bölerek yürüdü kurbanlarının bulunduğu tahta kapıya.....
Taşta kan vardı.Bahçede ürkütücü bir serinlik.Cinayetin tek tanığı dolunaydı.Hiç şaşırmadan ürpermeden korkmadan bakıyordu uzun boylu kavak ağaçlarının ölü yapraklarının arasından.Yedi kişiden en genç olanı vurmuştu kapıya.En yaşlı olanı çağırmıştı içeridekini.Yedi kişinin yedisi birden saplamıştı bıçaklarını içeriden çıkana....
Taşta kan vardı.İnsanların yüreklerinde nefret, dolunayda derin bir sükunet.Bir bebek ağlamsı geliyordu uzaklarda bir yerlerde, bir bebek kıpırdanıyordu evlerden birinde.Genç bir kız uyuyordu uzaklarda, genç bir kızın bedeni ağır ağır çürüyordu toprağın altında.yedi kişiden en genç olanı saplarken bıçağı adama kıpırdandı mezarda çürümekte olan genç kızın körpe bedeni.Bir gülümseme yayıldı ölümün bile örseleyemediği yüzüne.Yedi kişiden en genç olanı saplarken bıçağı,bir oh çıktı kızın boğazında düğümlenip kalmış son nefesinden.
Taşta kan vardı.Yedi bıçak yedi yara açmıştı.Yedi kızıl fıskıye.Yedi kes sarsılmıştı adam.Yedi kez sarsılmıştı bıçağı saplayan yedi kişi.Ama yerin altındaki kızın körpe bedeni kıpırdayamıyordu artık.Genç kızın bedeni gibi yerin üstü de sesizdi şimdi.Sanki dünyanın son vaktiymişcesine canlı cansız ne kadar mahlukat varsa susmuş kıpırtısız kalmıştı....
Taştaki kan kıpırtısızdı.Taştaki kanın içinde sönmekte olan dolunay kıpırtısızdı.Uzun boylu kavaklar, açmaya yakın kış gülleri tazelenen nergisler,toprak kokulu bahçe...Canlı cansız ne kadar mahlukat varsa hepsi susmuş hepsi hapsolmuştu taştaki kanın içinde....
Ahmet Ümit adamımsın....Teşekkürler böle bi yazı için.....
No comments:
Post a Comment