buruk zafer.....
İllada bi kazananı sölemek gerekiyorsa savaşı Libert kazanmıştı ama gözlerinden akanları temizlemek için uzun süre gerekicekti belki kaybetseydi bu kadar zahmetli bi işe girmeyecekti ama karar verilmişti bi kere son hamleden sonra geri dönemezdi.Sanki düşmanı devamlı gözlerine gözleri vurmuştu sürekli anlam vermediği şekilde sular geliyordu gözlerinden hemde durmaksızın.Durmadı yoluna devam etti arkasına dönmedi bakmadı boynunu büktü.Eline silahını bile almadı sadece yürüdü evrenin boş anlamsız yerlerine bi şekilde kalesinden çıkıp kendini özgür hissedebiliceğin bi yerlere gitmeye ya da bi iki arkadaşlar muhabbetle gözlerine perde çekmeyi umuyordu muhabbet yoktu.Genede gözlerine perde çekti başka savaşlardan çıkmış birisiyle muhabbet ederken nedendir bilinmez bi sebepten dolayı kendisine "kutup ayısı"denen bi abisi vardı severdi onu onla şakalaşmak iyi gelirdi hep neşeliydi kutup ayısı ama o gün o da efkarlıydı.Libert dinlemeye karar verdi başı önde karşısındakinin sölediklerini duymadan dinledi yorumlar yaptı.Hayatından kendinden başka hayatlar olduğunu çevresindekilerin kendileri için yaşamadıklarını anladı ya da öle hissetti.
Galip ayrılmıştı bu savaştan ama hala neden terliyordu alnı sırtı silahlarına olan bu ilgisizliği nedendi ,ya da sol göğüsündeki ağrının var mıydı belli belirsiz bi sebebi.Galiba yoktu.Şimdi en çok korktuğu düşman var sanki karşısında ve elindeki son teknoloji ürünü silahları olmadığı halde kendine inanılmaz bir güvenle Libert'in suratına bakıyor alaycı bi şekilde gülüyor.Evrenin bu bölümü onu hep korkuturdu.En korktuğu düşman yalnızlık ve şu sıralar tek ihtiyacı olan şey de bu gibi görünüyordu bu düşmanla ilgili bilmediği gerçekleri artık görmesi gerekiyor.Sanki biri bi anda bileğine bi kelepçe bağlamış kelepçenin diğer ucuna bağlanan sıkı uzun bir ip bi araba tarafından çekiliyor ya yerdeki iplerin bitmesine izin vermeden elidenki kelepçeden kurtulucak ya da bileğindeki kelepçeyi çeken araba tarafından sürüklenecekti.Aklına bi anda yıldız parlaklığında bir fikir belirdi bu düşmana karşı olan kalkanı kalkanını kullandı geçici bir süreyle bu düşmanı safdışı bıraktı ama bu sadece bir başlangıç ilerde bu düşmanla yine karşılaşacağını biliyordu ama yineden bu seferki mücadeleyi kazandığı için mutlu görünmeye çalıştı bileğinde ki acılara karşı....
Asıl haber saat 27:85 civarı başka bi evrenden arkadaşı olan Stan'den geldi Bilkent isimli düşmanıyla karşılaşması için gerekli merciler görüşmelerini tamamlamış ve resmi belgelere bildirmişlerdi.Ertesi gün gidip bilkentle olan mücadelesine gitmeye karar verdi belki bi arkadaşı yardım da edicekti bu konuda ona.Hele bi güneş doğsun diye bekledi kalkanını üstüne örtüp kendini kelimelerle dolu hayallerindeki o amaçlı dünyasında kelimelere boğdu.....
sadece bekliyor zamanı gelene kadar güçleniyor tek başına olmadığını biliyor hissediyor M hala onunla o da M ile ama farklı evrenlerde.....(eğer aranızda hancock'u izliyen varsa hatırlar kahramlar bir araya gelince birbirilerine zarar veriyorlardı biri buna dur demeliydi ancak o zaman yaşayabiliceklerdi ancak o zaman.....)
No comments:
Post a Comment