Erkek severse.....
Birşeyler farkettim uzun olmasada baya bi çalışmamın sonucunda.Erkekler sevmeye kadınlardan önce başlıyorlar.Bunu açıklaması garip ama denicem işte.Bakalım kelimeler nereye kadar kifayetli olabilicek.
Eğer bir erkek bir kızı kafasına koymuşsa burda önemli olan ona ulaşmak ya da ulaşamamak değildir.Erkek o anda sevmeye başlar kızı,o kız için başlar çabalamaya.Dikkatini çekebilmek için yapmadığı şeyler yapmaz aslında ama yaptıklarını daha iyi yapar.Biraz göze batıcak şekilde.Erkek dediğimiz aslında pek gülmez hele ki 20 yaşından sonra eskiye oranla daha az gülmeye başlar ama gülünce annesinden ya da çevresinden "lan oğlum gülmek sana yakışıyor"denmediği için değil.Denmiştir zaten ama hayat yavaş yavaş biner işte erkeğin omuzlarına sanki hiç derdi tasası yokmuş gibi gidip birini sever bide.Hep onunla olmak ister.Ondan msj gelince güler.Ondan cevap gelmezse msjlarına üzülür kafasında kurarda kurar.Erkek kafasında kurduğu sürecinde kızdan cevap gelir mesela "uyumuşum" erkeğin içi gıcıklanır.Daha çok sevmeye başlar.Kız hala kendi halindedir belki haberi yoktur bu sevgiden çünkü erkek bi anda açamaz kendini tabiri cayizse g.t ister bu.Ne yüzyüze ne telefonda söliyebilir.Zordur erkek için.Helede accık doğululuğu varsa.Kızın anlamasını olucaksa evet ben senle varım demesini olmayacaksada kusura bakma ama ilgin benim sana olan ilgimle aynı değil olmayız demesini bekler.Erkek çevresinden görmüştür daha önce başkaları ne kızları aşık etmiştir kendilerine bırakmaz savaşır.Göz yaşı dökmez belki ama hep içi acıyarak gezer.Eğer erkek sevmişse.(şimdi burda bi parantezle şunu sölemek isterim 2 yönlü ilerler hikaye burdan sonra)
Birincisi,eğer erkek sonunda zafere ulaşmışsa uzun bi ilişki sürer ve erkek ayrılır çünkü sevmeye erken başlamıştır erken biticektir.ama güzel uzun bi ilişki olur geride kalan bi kız acıları ve 3 ay sonra bulduğu yeni sevgilisiyle.
İkincisi,eğer erkek sonunda zafere ulaşamamışsa dönüp bakar arkasına ve anlamışsa artık olmayacağını hiçbirşeyin.Der ki "değerdi ulan,senin için harbi değerdi" der ceketini alıp çıkmak terimini düşünün o şekilde bırakır gider içinde hep bi acı ve acının verdiği olgunlukla.....
bu aralar ki bi tespitim di saygılar.....
1 comment:
önceleri terliydi avuçlarımdan kayıyordu
sonra sonra hem alıştım hem sevdim
dedim ki ne iyi bu kadındır gecenin yarısında
etleri var beyaz, gergin sıcaklığı var öp öp ısın
karanlık sokakları kötü lokantaları ısınmış rakıları
düşündüm göğsümden iki düğme çözdüm
gittim bir ormanı dört ucundan tutuşturdum geldim
burada bana göre bir şeyler vardı
oturdum
bu ellerimi nereye koysam yakışmıyor
dedim ki en iyisi kucağında dursun
şu kravatımı çiviye as gel
sigaramı yak birlikte at arabalarını düşünelim
sarı pirinçten pırıltılı koşumlarını düşünelim
bir zamanlar bilerek unuttugum ‘küçük deniz sokağı’nı
denizi odun depolarını demli çayları
ben iyiyim bunlar da iyi şeyler sen nasılsın
kolların çıplak değildi ama hiç de zararı yoktu
bir gülünce tanıyordum sen değildin ne yapsam
elimden gelmiyordu
tanıyordum elimden gelmiyordu
yoksa ne guzel aldanacaktım
yabancılığın daha alımlıydı belki
ama seni bir ormanda yakalasaydım
ilk günlerin ilk çiçeklerin tadında
kandırdılar 23 lira 10 kuruşumu aldılar iki kadehe
90 kuruşu da ben tutup garsona verdim
sonunda şehre vardım gökyüzüne fişekler atıyorlardı
bir kalabalık vardı sarıydı utanmazdı geçkindi
böylesi daha yakışıyor bildiklerime
gün doğsun bir arınayım istiyorum
güneş tozlu caddeler kaygılarım beni bir arıtsın istiyorum
işte tam böyle istiyorum.
Atlıkarınca – Turgut Uyar
Post a Comment