Kitaplarım....
Ben kitapları severim televizyondan da nefret ederim.
Küçük yaştan itibaren oku ya da okuma sırf karıştırmak amacıyla bile bir sürü renkli resimli neşriyat verilirdi elime...
Ejderhalar , cüceler , cadılar , periler , o yaştan beri okuduğum herşeye peşinen inanmaktı oyunun en güzel yanı......
Yoksa tadı yok...........
Büyüdükçe kitaplar değişti , harbi ürkütücü ultra oylarları da öğrendim.
Bu ürkütücü ve insanlar için tehlikeli şeyler için de peşinen onay verirdim hiç düşünmeden... artık anlıyorum ya korunma içgüsü!..
Orta çağın aydınlarınca kara kedi ile yakalanan embesil kadanlara cadılık suçu ile yakılma onayı vereler de tabii ki kitap okuyan ve kültürlü kitap severlerdi!..
Adolf'un Kavgam'ını okusam kepeğe en iyi gelen şampuanın meğer yahudilerden yapılacak sabunlar olduğuna ben de ikna olurdum herhalde ya da Klu Klux Klan'lar aslında tüm zencileri yakarak geceleri aydınlatmanın elektirik ve gaz yağı tasarrufu sağlıyacağı fikrini belkide o dahiyane kitaplarında buldular.... ya da toplum günahlarını taşlayarak öldürmenin Abflex'ten önce karın ve kol kaslarını geliştirebiliceğini çok önceden öğrenebilirdim...
Bu yüzden büyün kitaplarımı seviyor ve hepsini yanıma alıyorum...Tv dekilere inanmıyor nefret ediyorum...
1 comment:
kitap(lar) yazmak ve okumak arasindaki köprü gibidir, sanki.
ve simdi bakiyorumda haziran'da kalmissin - umuyorum yazacagini..
Post a Comment