Thursday, June 6, 2024

Hâlâ bilmiyorum ki..

 Bıraktık artık yazmayı genel olarak. Zaten takip ettiğim 3-4 blog vardı. Onlarla da haftanın 4-5 günü birlikte olurdum zaten. O zamanlar "hey, bakın ben de yazabiliyorum" demek gibi bir şeydi benim için. Sağdan soldan çalarak bazen, bazen sabaha az kala yazdıklarımın yüzde tamamı. Beni de sevin demekti belki, belki beni de aranıza alın gibi bir şeyler demekti ve bunu sözle söylemek bana acizlik gelirdi, düşündüm hala öyle geliyor. Sadece artık bu acizliği kabullendim. 

 Hayat istediğim gibi gitmedi, önemli kararlar vermek büyük bir yük bindiriyormuş omuzlara, bıraksam ne mi olcak  ?Aç kalırım herhalde.. düşüncesi ya da benzeri düşünceler yüzünden ne yazma kaldı, ne fotoğraf çekme, ne yeni insanlarla tanışma, ne kokteyl yapma, ne eğlenceli fikirler bulma, hiç bir şey kalmadı. Sadece doğa sesleri ile, birilerine lazım olmama rahatlığında bira içmek kaldı. Keyif, zevk, tutku buna dönüştü. Dönüp baktığımda bu da boktan bir şey. 

 Bilmiyorum ki bize ne oldu ? Bana ne oldu ? Size ne oldu ? Bilmiyorum. Tvde eskiden görmüştüm bir köylü kadını şöyle demişti. " Yavrum gençlik ne anlamayadan geçti gitti" Hani hepimizin bir kalış anı vardır. Şaşırır ve bazı şeylerin farkına varırız. Benim onlardan biriydi. "Sahiden o kadar hızlı mı biticek ?" diye düşünmüştüm. Gençliğin farkına varıp üniversteyi 5 yıl daha uzatmamın sebepleri arasına koyarım herhalde. Sonuçta koca 5 yıl, yağmur yağsa onu da koyarım sebeplerin arasına. Ne diyorduk ? Bize ne mi oldu ? Türkiye oldu bize. Aaa yazıya siyasetimsi şeyler de girdi. Ekonominin kötüleşmesi önce lükslerimizden almaya başladı anlamadık, sonra istediğimiz şeyleri artık yapamadığımızı görünce işler değişti. Aile, okul ve yeni arkadaşlar derken, elbette ben de değiştim. Yalanı bıraktım. Daha çok düşündüm. Analitik düşünmeyi öğrenmeye çalıştım. Başarılı olduğum yerler kadar başarısız olduğum yerlerde oldu. 

 Çok güzel hikayeler öğrendim. Çinli çiftçi hikayesi mesela inanılmaz güzel, anlatmayı da çok seviyorum. Yazmak uzun googla çinli çiftçi hikayesi yazınca çıkıyor. Onuda ordan oku ey okuyucu. Bugün de sabaha kadar uyumadım. Bir cuma günü, her gün gibi bu da geçicek ama uykusuzluktan ötürü biraz beni zorlayarak geçicek. 

 Sonuç olarak bize ne oldu bilmiyorum ama o 2010'dan sonra herkes yazmayı bıraktı. Acaba arkadaşlıklarımı bitirdiğim için mi ? Hâlâ bilmiyor, bilemiyorum. Artık öğrenmeyi de istemiyorum.

Tuesday, July 22, 2014

İnsanlar Görmez Bazen.

Düşerestim ben,
Yürüyorum sokaklarda herşeyi ve herkesi değiştiriyorum!
Düzenekle oynuyorum, tehlikeli hissedip gülüyorum,
Yasaları çiğniyorum, sokak lambalarını koyu karamsar yakıp yağmurlar yağdırıyorum.
Gökyüzünü gölgeyle boyuyorum, insanları yok edip bir kendimi bırakıyorum.
Yürüyorum,
Martı oluyorum, İstanbul semalarında uçuyorum.
Çığlıklara boğuyorum boğazı.
Balık oluyor, martılardan kaçıyorum.
Dibe doğru yelken açıyorum,
Güneşin sıcaklığını çalıyorum, içimi ısıtıyorum.
Piano sesi duyduğumda ağlıyorum, yağmurları hızlandırıyorum.
Kalbimi acıtıp kahkahalar atıyorum.
Hasretler yaratıp, aşık oluyorum.
Neyim ben!
Olmadığım bir dünyada yaşıyorum!
Soluklanamıyorum,
Ritimleri takip ediyorum,
Sesleri hissediyorum.
Yanlızlığımla konuşuyorum,
Yağmurla sevişiyorum, ama anlatmıyorum.
Doğruları söylüyorum, yargılanıyorum.
Asılıyorum hergün ve her saat, kabullenemiyorum!
Size anlatıyorum. Anlatamıyorum.
Yine ağlıyorum...
Bakıyorum, değiştiriyorum, hep yalnız kalıyorum.
Aynalara bakamıyorum, kendimle kavga ediyorum. Kaçıyorum...
Duymaya çalışıyorum.
Hergün odama saklanıyorum, arka sokakları seviyorum.
Sorunluyum, anlıyorum.
Farkına varıyorum, mutlu oluyorum.
Gülen insan görmüyorum, anlamanın kavramınında boğuluyorum.
Yargılıyorum! Hergün, asıyorum.
Ölümsemiyorum hayatı. Sevmiyorum.
Uzattıkça uzatıyorum...Acı çekiyorum...Seviyorum...
Suskunluğu özlemliyorum, ama sevemiyorum.
Hergün bin parçaya ayrılıyorum ama yine toparlanıyorum.
Birşeyler arıyorum, olmayan dünyaya ait.
Kazılar yapıyorum, derinlere iniyorum.
İnmişken sevdaları gömüyorum, unutuyorum.
Bir günün değerini bir seneye adıyorum.
Ağaçlarla konuşuyorum, rüzgarı dinliyorum.
Sonbaharla raks ediyorum.
Bazen sigara yakıyorum, dumanında kayboluyorum.
Hayallerimde kanser oluyorum, boğuluyorum...
Ben bazen yaşıyorum.
Süpürgenin ucundan kaçışan tozları izliyorum,
Onlardan film yapıyorum. Hepsine bir can veriyorum.
Vuslata ulaşmadan öldürüp sona ulaşıyorum

Thursday, June 5, 2014

Ara Ara...




     Ara ara geliyorsun bana konuşuyoruz seninle söylemiyorum kimseye anlatamıyorum da zaten aynada bile kendime bakıp görememek gibi bir şeysin zaten. Var mısın ? Yok musun ? şarkıda da dediği gibi az mısın ? çok musun ? Galiba evrenin oyunlarından birisin hani güzel şeylerden az vardır ya. Olmanı çok istiyorum ama yoksun olmaman ben yıkıyor bunu hiç istemiyorum ama öyle. Konuşmalarımız bende saklı merak etme. Sokaktaki insanlara benzetiyorum seni biliyorum değilsin. Aslında tamda emin değilim çünkü gidişini görmedim senin o yüzden bilincim altım üstüm hala inanmıyor gittiğine kendimi the truman show da gibi hissediyorum zaten herkesin hissettiği gibi sonrasında bir çıkış arayışı ben bu oyunu bozarım havaları sonra giderek dünya işleri ve bunaltılar. Ve bir yansımada yeniden seni görüyorum. Ağrıdığında bir yerim hep aklıma gelirsin. Her saçımı kestirdiğim de. Annemle tartışmalarımda. Ablamın düşüncelerini dinlediğimde ya da dinlediğimi sandığımda. Her alkol alışımda odamda yalnız başıma oturduğumda. Gece gizlice televizyon izlediğimde. Araba kullanırken. Her el freni çekişim de. Klavyenin çıkardığı tıkırtı sesinde. Kütüphaneye her bakışımda. Herhangi bir akraba aklıma geldiğinde. Giysi dolabıma baktığımda. Dağınıklığı odamın beni rahatsız ettiğinde. Arkadaşlarımla gezmelerimde tozmalarımda. Galiba fazla anım olmuş senle aslında daha da olmalıydı ama sen gittin. Gitmiş olduğunu gördüm sen orada yatıyorken. Gözlerin ağızın kapalı bana gittiğini söylediğinde. İçimden atamadığım galiba tek şok bu. O an. Nefesim daralır o an her aklıma gelişinde rüyalarımda gitmediğini görmek gelir aklıma yeniden. Artık görmüyorum rüyalarımda seni ama her an aklımdasın aklımda olmadığın az an var aklıma gelen giderek artıyorlar ama bir şekilde devam etmeliyim ediyorum edeceğim. Sadece bil istedim ara ara aklıma geliyorsun.






Saygılarımla.....

Sunday, April 20, 2014

Nerde değilsin ?





Söz dururken aklımdan geçenler
birer birer göz yaşımdan biriktirirler
Uzun uzun ağlarken terk edilenler
Birer birer yalnızlığa yürüdüler.

Güzel şarkı.

Güzel şey görebilme yeteneği. 4 Yıl oldu aklımdan çıktığın an yok diyebilirim. Etrafımdakiler bazen bunu fark ediyorlar ama gittikçe azalıyor. Galiba giderek iyileşiyorum bu konuda.
olman ile olmaman arasındaki farklara bakıyorum bazen pek bir şey bulamıyorum ama en büyük fark olmaman. Zaten olsaydın böyle olmazdım böylede olmazdı. İyi ki varmışsın da biraz böyle olmuşum.
Çok garip önceden çok uyumama kızardın bu saatlere kadar uyunur mu derdin ya da bu kadar içilir mi derdin şimdi ise seni sadece uykumda ya da çok içinde halisülasyon olarak görebiliyorum. Ne garip. Biliyorum baktığım her yerdesin peki nerde değilsin ?
Neyse huzurlu uyu da gerisi çok ta fani.




Saygılarımla....

Monday, October 7, 2013

Neden sigara mı ?






Sigara içenlerde görülen 3 5 özellik vardır. Yemekten sonra sigara içilir. Alkolle sigara iyi gider. Kahveyle, dertleşirken, fal bakarken, fal baktırırken, üzüldüğümüzde, sinirlendiğimizde sigara içeriz ya da içilir.Sigara içmeyenler ve içenlerin (bence) az bir kısmı neden sigara içildiğini anlamıyor. Ben sigara içmek iyi bir şeydir demiyorum zaten ama,

Yemek yerken az çok bilirsiniz size ne kadar bir yemek yetecek ne kadarıyla doyacağınızı son lokmanızı kestirebilirsiniz işte sigara o son lokmadır ve genelde lezzetlidir.

Alkolden sonra ağzınızda bir tat kalır bir ıslaklık bilirsiniz o sizi rahatsız edecek işte sigara o ıslaklığı alır. İçki aranızda boş hissetmemenizi sağlar.

Kahve içinde alkolle olanla aynı şeyler söylenebilir ama sigarayla içilen bir kahve alkollü düşünme kabiliyeti verdiği (bence) kesindir.

Dertleşirken sigara içersiniz kim ne kadar empati yaparsa yapsın kimse sizi sizin kadar iyi anlayamaz dertleşme esnasında sigaradan çeker ve üflersiniz işte hiçbir sözcük sizi o kadar iyi anlatamayacaktır.

Fal bakarken kişiler hakkındaki yorumlarınızı söylerken illaki sallayacaksınız sigara size düşünme süresi vericektir. Dinleyene ise dinlediklerini idrak ve muhakeme süresi.

Üzüldüğümüzde sigara içeriz üzüldüğümüz her ne ise sigaranın dumanı bize onu bir nebze olsun geri getirir. Giden sevgilidir belki belki para belki nottur giden sigara bir nebze olsun boşver deme şeklidir.

Sinirlendiğimizde hani her şeye ve herkese sövmek isteriz yumruklamak ama yapamadığımız anlar olur sigara bizim küfürümüzdür sigara bizim sakinleştiricimizdir sigara bizim yumruğumuzdur.

Sigara içmek kötü bir şey ve hayatımızı kısalttığı doğru ama üzüldüğümde, dertleştiğimde, tek başıma kaldığımda kendimle konuşurken kendimi bile en iyi anlattığım anlar sigaranın dumanındaysa benim ki kısalabilir gerekirse fazla spor yapar telafi ederim.




Saygılarımla....

Saturday, September 28, 2013

Bıktım






Bıktım konuşmaktan yazmaktan susmaktan. Klasik bir günden heyecanlı bir günden. Ya da bugün sadece sıkıcı olduğu için bir çocuk kızgınlığıyla her şeyden bıktım.

Bıktım kendimi anlatmaktan açıklamaya çalışmaktan sadece susmaktan susup haklı çıkmaktan susup haksız çıkmaktan bana bağırılmasından bıktım.Her şey kendiliğinden yine sevimleşse olmaz mı ?

Bıktım sürekli koşmaktan yorulmaktan terlemekten durmaktan dinlenmekten yürümekten hırslanmaktan çabalamaktan daha iyisi olduğuna inanmaktan. Böyle yaşayıp gitsem olmaz mı ?

Bıktım yeni şeyler bulmaktan bunları arkadaşlarıma göstermekten onlarında bulduklarımla hayatlarını daha kolay hale getirmelerinden. İşlem yapmak için kalem kağıt arasak olmaz mı ?

Bıktım yazacak yeni bir şeyler düşünmekten sürekli aklıma gelenleri aklımda tutmaya çalışmaktan ve son klavye başında evet böylesi daha iyi oldu demekten. Acaba artık yazmasam mı ?

Bıktım kendimle çelişmekten kremşanti yapmaktan browni için gidip aynı malzemeleri alıp yinede hepsini tartmaktan paramı sürekli bir şeylere yetiştirmekten. Götten para yağsa olmaz mı ?

Bıktım televizyon izlemekten reklamları anlayamamaktan sürekli reklamların bağırmalarından komşu çocuğunun koşuşturmasından.Sadece sessizlik olsa olmaz mı ?

Bıktım bu şehirden bu evden bu ülkeden bu dünyadan bu saman yolundan. Yıllardır her şey aynı savaşta çıkmasın ama daha güzel olmasını istemekten de bıktım. Mucizeler olmaz mı ?

Bıktım rüyalarımı hatırlamaya çalışmaktan sürekli uyandığımda bir şeyler karalamaktan beyne zararlı diye uyanınca su içmemekten. Sadece rahat uyku uyusam olmaz

Bıktım telefonuma gelen mesaj tarzı şeylerden herkesin kullandığı farklı programları sırf onlarla iletişime geçmek için indirme zorunluluğundan. Arasanız olmaz mı ?

Bıktım açıklama yapmaktan ilk sölediğimde sallamadığı sırada ilgisini çekicek bir kelime duyunca tekrarlatanlardan. Yüzünün ortasına korkusuz bir yumruk gömsem olmaz mı ?

Bıktım biliyorum ama neyden bıktığımı bilmediğim için düşündüğüm herşeyden bıkmışım gibime geliyor aslında yaşamayı çok severim. :)

Thursday, July 11, 2013

Ölümsüzlük






Bir arkadaşım ölümsüzlüğü bulmamı rica etti.Daha doğrusu ben ölümsüzlüğün kötü bir şey olduğunu savunurken o kadar güzel bir şekilde iyi bir şey olduğunu savundu ki
tamam dedim bulucam sana ölümsüzlüğü. Arkadaşım buralarda olmadığı için baya bir vaktim var şimdilik. Önce aramalı mıyım diye düşündüm olmadı ? olmayan bir şeyi bulmakta
zorluk çekebilirdim. Daha kolay bir yolu olmalı ve bende malzemeleri düşünmeye başladım eğer ölümsüzlük olucaksa içinde çok fazla şey olmalı. İçindekiler yapmaya başladım
nedenleriyle.


Malzemeler:

Ağaç olmalı içinde ağaçlar çok uzun süredir dünyadalar
Hava olmalı içinde hava da hep var
Taş ta olmalı geçenlerde 4.5 milyar yaşında taş buldular daha ne
bulut olmalı içind...
insan olma...
tanrı
sıcak
buz

diye düşünürken aklıma takılıyor hep bir şey. Bir şey içimden bulma ölümsüzlüğü diyor nedenini anlamıyorum içimde bir sıkıntı duvarların üzerime fazla gelmesi laptopun
karnıma yaptığı baskı nefesimdeki daralma içimde sıkıntının genişlemesi.Hatırlattı bana eğer ölümsüz olursam hep acı çekeceğimi hep içimde bir yer acıyacak sonsuz bir
acı olcak ama az ama çok ama olcak. Peki değer mi ?


Tüm bunlar eğlenceli bir konuşmadan başlamıştı şimdi ise nedensiz bir şekilde canımı acıtmaya devam edicek gibi hissetsem de liste yapmaya devam etmek istiyordum.

buz da kalmıştım
yalan olmalı mı ? yalaaan? yalan koymak istemiyorum içine uzun sürücek ama yalan olmasın istedim içinde
doğru olsun mu ? doğruyu da bilemedim kavramsal şeyleri geçmeye çalışmalıyım diye düşünüyorum
ılık olsun o zaman evet ılık sıcak soğuk diil. ılık. :)
bir deeee toprak olmalı toprakta hep var evet evet :))
gökyüzünden bişiler koymak istiyorum bize yol gösteren bize hayaller kurduran bizeee tanrıları inandıran bişey
Yıldız olsun birazda yıldız parlak parlak iyi durur gidip taaa ordan alması biraz zor olucak ama.

bunları karıştırırsak bence olur.