Arayıştan sonra.....
Belki şimdi....
Ben hiçbir zaman düşüncelerimi, hissettiklerimi, yaşadıklarımı tam anlamıyla anlatamadım. Yazarak anlatmak istedim. Yazdıklarım yapmacık cümleler gibi geldi. Bana ait değillerdi sanki. Okuduğum herhangi bir yazara aitti. Benim yaşadıklarımı onlar da yaşamıştı ve anlatmışlardı. Ama ben anlatamıyordum. Çoğu zaman etrafımdaki insanlar tarafından yanlış anlaşılıyordum. Beni uzun yıllardır tanıyan insanlar dışında hiç yakın arkadaşım olamadı bu yüzden. Belki ifadelerim de eksikti. Peki düşündüklerim nereye gidiyordu? Bunu yeni anlamıştım. Düşündüklerim içimde kendine bir yer yapmıştı. Dışarı çıkmadan, orada karışık bir şekilde duruyorlardı. Eğer düzenli olsalardı size bunları yazarak anlatabilme imkanım olurdu. Ama karmakarışıklardı. Birini çeksem arkasından gereksiz bir sözcük geliyor, cümle bozuluyordu. Bu yüzden yazdıklarımı okuyan insanların çoğu, senin kafan fena halde karışmış diyorlardı. İçimde büyüyen karmaşa bir şekilde dışarı çıkmalıydı. Onu ya ben çıkarmalıydım ya da o fışkıracaktı… Günlerimin azaldığını biliyordum. Bir gün bir kırtasiyeye girdim ve boya reyonuna doğru yöneldim…
Bunu yazdığı için sevgili kuzenim GÜLİN ÖZDEMİR'e sonsuz teşekkürleri bir borç bilirim.....