Friday, March 9, 2007

Herkesin Kalbi Başkadır...

Herkesin kalbi başkadır,fiyatıda!

Felaket akşamlar olur,felaket aşklaryaşanırdı;
zarafetbir akarsı olup akardı ülkemizde doğru
ülkemizde akarsuyun aynasına vuran yüzlerimiz,
gülüşleredinecek kadar cesurdu henüz.
Vebiz,birbirimizeakadrdık mumların ışıltısında!...

Herksin kalbi başkadır,nekahati de!

uyanmışsınızdır da ağır uykulardan
yanınızda yörenizde gelenecek
bir ceviz yaprağı bile yoktur;
şakalarınızı jiletle doğrayan ter,
dişetleriniz kanatansızı,bedeninizi
şerhaşerha eden şiir;nesiniz,neredesiniz?
Siz...

Herkesin kalbi başkadır,ederi de!

Beş para etmeyen ilişkilerinÇelişkili dönemeçlerde,
piyasada sürülen değerler,nekadar değerlidir acaba?
Ellerinde orak,dillerinde yaba...Acaba?

Herkesin kalbi başkadır,kederi de.

Sabahtır,balkondaki gülyapraklarının
üzerinde gecenin matemi vardır kikıyamazsınız
dokunmaya öpmeye hatta.
Oysa,ince incekıyarlar kapıları vurup çıkarlar...
Göremeyince!

Herkesin kalbi başkadır,üzeri de

"gömeliğinizle gövdenizin arasına çok ihanet"girmediyse henüz;
gömlek cebinizde uçarı bir telaşla gezdirdiğiniz karanfili
okşayıp öpme hakkınız var demektir.
Kamuya ait yerlerde üstelik!

Herkesin kalbi başkadır,Kabahati de!

Kalp kırıklıklarını tamir cemiyeti üyeleri
ne kadar uğraşıp didinseler de;
dudaklarının ucundakisigarayı düşürmemek için
tabloların eriyen yerlerinden hayata sokulmaya
çalışsalar da nafiledir,gül dediğin solar hep
Hep?

Herkesin kalbi başkadır,vukuatı da!

Tarihin aktığı nehirlerinüzerine
çok köprüler kurulsada;
çok Deli Dumrullar o köprülerin başına
çöreklenip geçenegeçmeyene vurulsa da;
Ruhumuzun dehlizleridireni yarasalara,
yaramasalar da!

Herkesin kalbi başkadır, hayatı da!

Nihilist hüzünlerin gerisinde bir yerden
yelkeni yırtık gemiler geçer;
utanç,bir tırpan çevikliğiyle çekilmişken gönderlere;
yüzlerde tuhaf bir yama.
Jakond gülüşleri düşürürler akşama!
Ama..

Herkesin kalbi başkadır,Benzeri de!

İstikballeri,hallerinden daha meşru olamayacaklar,
birleşin.Cinayetin adını doğru koya-bilmek
için hala vakit var gibi görünsede de;
bilinir, aynadaki cisimlerin göründüğünden daha yakın olduğu...

Herkesin kalbi başkadır,hissiy-atı da!

Sakin miyiz hala böylesine setelirken
suskunlukların ülkesi,eflatun bir gülüş,
eflatun bir masal esirgedikçe kendisini;
kağıdın gemi olabiliceğine inanmıyorum artık!
eflatun?



(anlamanızı beklemiyorum anlamamanızıda benim gibi şeyler yaşıyanlar bilirler)

(neyi?)

Ben Dolunayları Sevmem

Ben dolunayları sevmem dolayısıyla dolunaylı akşamlarıdaDolunaylı geceler hayatımda herşey ters düz olurkuşlar havada aslılı kalır sanki balıklar suda boğulurher zaman açık kapılar yüzüme kapanır!...Sular bile tersine akar.

Dolunayda sadece bazı insalar Kurtadama değil, herkes herşeyedönüşür!..Bindiğiniz otobüsler bile ger geri gider o gece!

Kaza yapan otobüsten ite kaka inilip saatlerce yol kenanırndasadece bu gece beklenir....ve yalnızca bu gece herkesin tıklım tıkış yer bulabildiği yeniotobüste bir tek senin tımağına yer kalmaz...
üstüne üstlük üç saat boyunca tek bir vasıta bile geçmez piç gibi kaldığın caddede
Tek geçen vasıta Hong Kong Hava Yolları uçağının yolcularıonlarsa sana bi taraflarıyla gülerler tam dolunayın ortasında
bazıları dolunayda kurtadam olur bazırlarıda korkuluklara tünemiştavuk...

koca gecede caddeden geçen tek arabadan da top model beklemeyin....
o geceki koruyucu meleğiniz kokona, her kilometrede habire nerdeiniceğinizi sorar,sizde habire biraz daha ileride dersiniz...Bilirisiniz ki inerseniz dolunay şehri başınıza yıkıcak!..

Şaşkınlıktan mı,acizlikten mi yoksa korkaklıktan mı bilinmez...Elleriniz...Koruyucu annenizin selülitli bacaklarında dolanır...(BANA YARDIM EDİN...)
Ve genellikle zengin ve çirkin koruyucu meleklerin mesaileri bu gibi durumlarda sabaha kadar uzar.bir bardak kola istersiniz iki kadeh kırmızı şarap gelir...Bari bi yudum aliim dersiniz,Dolunay rahat vermez,dökersiniz...

Çıkarın üzerinizdekileri sabaha kadar yıkar kuruturum ben demekistemiştir alarsınız...üzerinizde ne varsa yoksa çıkarmanızı ister,utanırsınız ama iyiniyetine sığınırsınız
Dolunayda birtek yataklar sıcaktır,kokonalar daha bir güzel,evler daha bir güvenli,vicutlar daha bir haşarı,daha bir istekli

Ama dedim ya dolunayda herşey ters giderİyi başlıyan bir gece,kötü...Sıcak başlıyan bir ilişki,soğuk...Yumuşak dokunuşlar bir anda kaba,sert, odun...
az evvel gayet canlı meleğiniz bir anda ölü bulunabilir yatağında!..kimseye dernizini anlatamazsınız Dolunayda...Buna çalışmayında...

Lastikleriniz patlar,çamurluklar eğilir,benzininiz yarı yolda biter Dolunayda...

Dolunay geceleri,eve zor gelinir,Yatağa zor girilir,girilsede zor uyunur...
ilk kez gördüğünüz akvaryumda balığın yemi verilir.Araba, ve evanahtarları sahipleri hatırlanamasanda birer hatıra olarak bir köşeye yığılır...

Neden kendi evinize camdangirdiğniiz sadece sabah televizyonun sesine uyanacağınızzaman sorgulayacağınızana kadar gece soğuğundan tutulmuş belinizle,yorgun amahuzurlu mışıl mışık uyursunuz

DOLUNAYDA HEP EVDE OLUNMALI,DOLUNAYDA KAPILAR HEP KAPALI...

Saturday, March 3, 2007

acemi aşk

ikimiz de acemi birer aşıktık o zamanlarsen yollarda eski bir aşka ağlıyordun
bense kendimi usta zannediyordum bu işlerde
yağmur gibi akıp giden yıllardan geriye ne kaldığını bilmiyordum seni tanıyana de...

ama farkındaydım yinede ne zaman seninle olsam
tanıdık bir kus cıvıltısıyla uyanıyordum her sabah
şimdi ise kırılgan mektuplar yazıyorum
hangi adrese göndereceğimi bile bilmeden

Thursday, March 1, 2007

aşka ihtiyac duymak

işte tam da bu hissedildiğinde aşktan uzak durulması zamanı gelmiştir. aşk bir ihtiyaç vesilesiyle ortay çıkıyorsa yazık olur çünkü tüm doğallığını yitirir o vakit.

kişinin büyüdüğünü anladığı an

gerçek sorumlulukların ve gerçek hayatın artık kişinin karşısında olduğunu gündelik sıradan bir olayın sayesinde anlaşılması durumudur. zordur.. sorumluluklar ve hayat bekler artık kişiyi.. önemsiz olaylar önemli olmuş, sıradan şeyler önemli kararlar olmuştur.. hayatta yaşanabilecek en karışık ve en zor anlardan birisidir.büyüdüğünü anlar kişi, bütün o anlar gözünün önünden geçer şöyle bir, kendisiyle yüzleşme zamanı gelmiştir.. kimi zaman bir saniye, kimi zaman bir ses, kimi zamansa ufacık bir bakış yeter anlatmaya büyüdüğünü.. işte o an yüzleşme ve hazırlanma vaktidir.

hepimize olur herhalde....

eski sevgiliyi unutamamak

hakettiğinden daha fazla değer verdiğiniz biriyse eski sevgili, ayrılık ve yalnızlık psikolojisi içinde sanki o dünyanın en mükemmel insanıymış da siz onu kaybetmişsiniz diye düşünerek suçluluk duygusuna kapılırsınız.uyuyamazsınız,iştahınız kesilir.gözleriniz eskisi gibi gülmez. telefonun her çalışında, arayanın onun olmasını dileyerek kaldırırsınız ahizeyi ama arayan dıdının dıdısıdır. hayal kırıklığı kaplar tüm bedeninizi. kısmen uyuşursunuz. uykuya verirsiniz kendizi,onu bir an olsun unutabilmek için. ama rüyalarınıza da girmeyi başarır.unutamazsınız.unutturmaz kendisini kolay kolay... geçmişe nokta koymak ve beyaz bir sayfa açmak kalbinizde zaman alır. yıllar sonra bile bir sokak arasında ya da bir defterin buruşmuş bir sayfasında hatırlanır o eski sevgili.içi burkulur insanın. belki ağlamak ister de ağlayamazsınız,haykırmak ister de haykıramazsınız..hepsi boğazınıza düğümlenir.düğümü çözemez,büyüyü bozamazsınız...


bi ara banada olmuştu